İŞLETİLEN MOTORLU ARACIN SEBEP OLDUĞU ZARARDAN SORUMLULUK

İŞLETİLEN MOTORLU ARACIN SEBEP OLDUĞU ZARARDAN SORUMLULUK

İşletilen motorlu aracın sebep olduğu zarardan sorumluluk, Türk Borçlar Kanun’unu ilgilendirdiği gibi esas aldığı kanun ise 6047 sayılı Karayolları Trafik Kanunudur. İşletilen motorlu araç denildiğinde ise, başta araç kiralama şirketleri aklımıza gelmekte olup, bu yazımızda ise aracı işletmek için kiralayan kişilerin sorumluğundan bahsedeceğiz.
Karayolları Trafik Kanunu m. 85/f. 1′ de düzenlenen kusursuz sorumluluk, tehlike esasına dayanan bir sorumluluktur. İlgili maddenin uygulama alanı, her şeyden önce kanunun uygulama alanı karayollarında sebep olunan zararlarla sınırlıdır. Karayolu ise KTK m.3’de “Karayolu, trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlardır.” tanımlanmıştır.
Denizde, havada, demiryolunda meydana gelen zararlar hükmün kapsamı dışında olduğu gibi, özel mülkiyete tabi bir arazinin içinde bulunan ve kamunun yararlanmasına açık olmadığı yerlerde, tarlada, bahçede motorlu araç işletilmesinin sebep olduğu zararlarda da KTK. M. 85/f.1 uygulanmaz.

KTK M. 85/F.1’de Düzenlenen Sorumluluğun Şartları

KTK  85/f.1 maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmü bulunmaktadır.
Bir kimse ölmüş veya yaralanmış veya bir mal zarara uğramış olmalıdır.
Zarara, bir motorlu aracın karayolunda veya KTK.m.2 ” Karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile, Erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında” belirtilen bir yerde işletilmesi sebep olmalıdır.
İŞLETİLEN MOTORLU ARACIN SEBEP OLDUĞU ZARARDAN SORUMLULUK ile alakalı mevzuata buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

İşleten Kimdir?(Gerçek işleten- Farazi İşleten)

Gerçek işleten ve farazi işleten olarak ikiye ayrılmaktadır. Aşağıda bu hususları inceleyeceğiz.
Gerçek işleten, KTK. m.3’de “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendi sine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” olarak tanımlanmıştır. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere gerçek işleten araç sahibidir.
Önemle belirtmek gerekir ki, uzun süreli kiralamış olan kiracı, ödünç alan, rehin alan kişi işletendir. Bu hallerde araç sahibi işleten değildir. Aracın ne zaman uzun süreli kiralanmış sayılacağı tartışmalıdır. Bir görüşe göre TBK m.330/1 hükmüne göre üç günden fazla süreli sözleşmeler uzun süreli araç kirası sayılmalıdır. Başka bir görüşe göre ise süre sınırı kabul edilmeyip, olayın özellikleri kiracı ile kiralayan arasındaki sözleşme her somut olayda farklı bir şekilde ele alınması gerekildiği savunulmuştur.
Farazi işleten ise, mesleki faaliyette bulunan, yarış düzenleyicileri ve aracı gasbetmiş veya çalan kişi olarak kanunda düzenlenmiştir.  KTK m. 104’de ” Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım – satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı; işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir.” hükmünde düzenlenmiştir. Bu hükme göre ise, garaj sahipleri, otomobil galerisi sahipleri, oto tamirciler kendilerine bırakılan motorlu araçlar bakımından sorumlu olup aracın işleteni sorumlu tutulmamaktadır.
KTK m. 105 de ise “Yarış düzenleyicileri, yarışa katılanların veya onlara eşlik edenlerin araçları ile gösteride kullanılan diğer araçların sebep olacakları zararlardan dolayı motorlu araç işleteninin sorumluluğuna ilişkin hükümler uyarınca sorumludurlar.” hüküm altına alınmıştır.
Yine aracı çalmış veya gasbetmiş olan kimseler de bu sorumluluğun altındadır. Bu husus KTK m.107/f.1 de düzenlenmiştir. İlgili maddede ise “Aracın çalınmış veya gasbedilmiş olduğunu bilen veya gereken özen gösterildiği takdirde öğrenebilecek durumda olan aracın sürücüsü de onunla birlikte müteselsilen sorumludur.” aracın sürücüsü de bu durumu bilebilecek durumda ise yine müteselsilen sorumlu tutulmaktadır.

Kurtuluş Kanıtı ( KTK m. 86)

İşletilen motorlu aracın sebep olduğu sorumluluk tehlike esasına dayanan kusursuz sorumluluk söz konusu olduğu için, tazminatın belirlenmesi durumda kusurun ağırlık derecesini etkilemesi söz konusu değildir. Fakat, işletenin ve bağlı olduğu teşebbüs sahibinin eklenen kusuru, onun mücbir sebebe veya mağdurun ya da üçüncü şahsın ağır kusuruna dayanarak sorumluluktan kurtulmasına engel olur. ( KTK m. 86/f.1)
Mağdurun kusuru ise, tazminatın indirilmesine imkan verebilir. Bu hususu durum ve şartlara göre hakim tarafından takdir edilecektir. ( KTK m.86/f.2)
Daha detaylı bilgi için iletişime geçin.

Related Posts

SANDE HUKUK & DANIŞMANLIK

Kesintisiz Hukuki Destek, Yenilikçi ve Dinamik Kadromuzla müvekkillerimize birçok sektörde en yüksek kalitede hizmet vermekteyiz.

Telefon :
+90 (232) 400 22 16

info@sandehukuk.com Pzt.-Cuma 09:00-17:00