SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMI / İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN İHLAL EDİLMESİ
Sosyal Medyadaki Paylaşım Dolayısıyla Cezalandırılma Nedeniyle İfade Özgürlüğünün İhlal Edilmesi
27.04.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 2017/39464 Başvuru numaralı ve 23/02/2022 tarihli kararında, bir kamu görevlisinin şahsi sosyal medya hesabında yapılan paylaşım hakkında cezalandırılmasını Anayasa’nın 26. Maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirmiştir.
- Paylaşımı yaptığı tarihte bir lisede beden eğitimi öğretmeni olarak görev yapan başvurucu, ayrıca bir sendikanın Yönetim Kurulu üyesi ve şube sekreteridir.
Başvurucunun sekreterliğini yaptığı sendikaya kayıtlı olan bir kamu görevlisi, ikamet ettiği lojmanı kendisine tanınan yasal süreyi aşarak tahliye etmesi nedeniyle İl Disiplin Kuruluna sevk edilmiş; başvurucu da sendika temsilcisi sıfatıyla Kurulun anılan toplantısına katılmıştır. Toplantı sona erdikten sonra başvurucu, şahsi sosyal medya hesabından konu ile ilgili paylaşımda bulunmuştur. Başvurucu hakkında, yapmış olduğu bu paylaşım ve başka iddialar nedeniyle disiplin soruşturması açılmıştır. Yapılan soruşturma sonucunda anılan paylaşım nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca başvurucunun kınama cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
- Başvurucu söz konusu idari işlemin iptali istemiyle idare mahkemesinde dava açmıştır. İdare mahkemesi idari işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşarak davanın reddine karar vermiştir.
- Başvurucunun itirazı üzerine dosyayı inceleyen Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi (Daire) kararın onanmasına karar vermiştir. Başvurucunun karar düzeltme talebi ise aynı Daire tarafından reddedilmiştir.
Anayasa’nın “Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti” başlıklı 26’ncı maddesi:
“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet Resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.”
Bu noktada her ne kadar başvurucunun kamu görevlisi olması nedeniyle mahkemelerce yapılan değerlendirmede ifade özgülüğünün statüleri nedeniyle sınırlandırılması gerektiği ve verilen kınama cezasının hukuka aykırılık taşımadığı değerlendirilmiş ise de, aşağıda sunmuş olduğumuz kararda da belirtildiği üzere, devlet memurlarının da bir birey olduğu, siyasi görüş sahibi olma, ülke sorunlarıyla ilgilenme, tercih yapma gibi sosyal yönlere sahip olma haklarının bulunduğu şüpheden uzaktır.
Kararda: “Kamu görevlilerinin sahip oldukları statüden kaynaklanan bazı sınırlamalara tabi olmaları ifade özgürlüğü gibi temel bir özgürlüğü kamu görevlisi olma adına peşinen feda etmeleri gerektiği anlamına gelmemelidir. Bu nedenle bir kamu görevlisi, dengeli olmak, yürüttüğü kamu görevi bakımından tarafsızlığına gölge düşürmemek ve görevini aksatmamak kaydıyla ifade özgürlüğünü kullanarak eleştiride bulunabilir. Somut olayda da başvurucunun sosyal medya hesabından paylaştığı ifadelerin kamu görevlisi statüsünden kaynaklanan ödev ve sorumluluklarına aykırı ve tarafsızlığına gölge düşürecek nitelikte olmadığı, yöneticisi olduğu sendikanın bir üyesi ile ilgili olarak gerçekleştirilen toplantıya ilişkin görüşlerini yansıtan, ifade özgürlüğü korumasından yararlanması gereken ifadeler olduğu kanaatine varılmıştır.” açıklamalarında bulunularak, kamu görevlilerinin ifade özgürlüğü gibi temel bir özgürlüğü “kamu görevlisi olma adına” feda etmeyeceği, dengeli ve tarafsız açıklamalar ile kamu görevlilerinin de ifade özgürlüğünü kullanarak eleştiride bulunabileceği kanaatine varılmıştır.
Başvurucunun sendika üyesi olan personelin haksızlığa uğradığını, il milli eğitim müdürünün personeline sahip çıkması gerektiğini düşünerek yapmış olduğu paylaşımın; karar dışında toplantı içerisinde dile getirilen görüş ve düşünceleri barındırmaması, dengeli olması, somut olaya ilişkin görüşlerini barındıran açıklamalar olması nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Kararın tamamı aşağıda sunulmuştur.